Down Sendromlu Gençlerin İstihdamı Masaya Yatırıldı Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezince “21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü” dolayısıyla “Gençleri Geleceğe Hazırlamak” konulu çevrim içi söyleşi gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan programın açış konuşmasını yapan Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hatice Bakkaloğlu, 21 Mart’ın, 2011 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü” ilan edildiğini anımsattı. Bu önemli günün, down sendromu hakkında farkındalık yaratmayı, down sendromlu bireylerin ayrımcılık ve önyargıya maruz kalmalarını önlemeyi, erken ve sürekli eğitimin önemine dikkat çekmeyi amaçladığını vurgulayan Bakkaloğlu, son 50 yılda dünyada ve ülkemizde ortaya çıkan kapsayıcı bakış açısı ve artan hizmetlere rağmen down sendromlu bireylerin halen önyargıyla karşı karşıya kalabildiğini, eğitim ve istihdam başta olmak üzere toplumsal yaşama katılımda problemler yaşayabildiğini ifade etti. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere pek çok paydaşın, down sendromlu bireylere geniş bir yelpazede hizmetler sunmayı ve yaşadıkları problemlere çözümler üretmeyi amaçladığına dikkat çeken Bakkaloğlu, “Merkezimiz bu amaçla ülkemizdeki erken eğitim çalışmalarına öncülük yapmış, hatta Türkiye’de ilk kez uygulanan Küçük Adımlar Erken Eğitim Programı’nı yürüterek, araştırma sonuçlarını yayımlayan öncü merkezlerden biri olmuştur. 1996 yılında uygulanmaya başlayan bu programa katılan down sendromlu çocuklarımızdan bazıları bugün eğitim hayatını tamamlamış, üniversiteden mezun olmuş ve bir işe yerleşerek daha bağımsız bir yaşama adım atmışlardır. Merkezimiz hali hazırda özel gereksinimli bireylere ve ailelerine eğitim hizmetleri sunmanın yanı sıra araştırma, bugün olduğu gibi bilgi yayma ve toplumsal farkındalık oluşturma misyonunu yerine getirmeyi sürdürmektedir” dedi. “ONLAR İÇİN NE YAPSAK AZ” Çevrim içi programa 7 yaşındaki down sendromlu torunu Hiranur Melek ile birlikte katılan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar da down sendromlular için gayret gösteren herkese çok teşekkür ettiğini belirtti. Ünüvar, “Down sendromunun hep kromozom fazlasından bahsederler ama bizim hayatımıza kattığı mutluluğun daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bizim de hayatımızda down sendromlu bir mutluluk kaynağımız var; Hiranur Melek. Hakikaten onlar için ne yapsak azdır” ifadelerini kullandı. Toplumun engelli bireylere karşı önemli vazifeleri bulunduğuna işaret eden Rektör Ünüvar, şunları söyledi: “Down sendromlu dediğiniz; nihayetinde bir mutluluk kaynağı ama en sonunda engelli bir birey. Engelli bireylerin toplumla bir paydaş olduğunu da biliyoruz. Onlar için bizim bir takım vazifemiz var. İlk vazifemiz onların sağlıklı bir yaşam sürmelerini temin etmek. Dolayısıyla onların toplumda sağlıklı bir birey olarak yer almalarını sağlamak en önemli işlerimizden birisi. İkinci görevimiz eğitim. Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezimiz bu konuda güzel işler yapıyor. Dolayısıyla onların gerek okul öncesi gerekse okulda özel bir eğitim ihtiyacı olduğunu biliyoruz ve bunlarla ilgili de yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Üçüncü vazifemiz de onların toplumda ayaklarının üstüne basabilen birey olmalarını sağlamak. Burada da istihdam karşımıza çıkıyor. Onların her işte diğer özel gereksinim duymayan bireyler gibi çalışamayacağını biliyoruz. Ve onlar için özellikli birtakım işleri de sağlamamız lazım. Bu konuda da çok yoğun bir gayretin olduğunu söyleyebilirim.” “BAŞARI HİKAYELERİNİN SAYISINI ARTIRMALIYIZ” Down sendromlu bireyler için sürekli yeni adımlar atmak gerektiğinin altını çizen Rektör Ünüvar, “’Bunların sayıları çok fazla, bizim de imkânımız çok kısıtlı’ dememek lazım. Şu an aramızda bulunan Hilal kardeşimiz gibi eğitim almış, istihdam edilmiş bireylerin sayısını artırmalıyız. Onların sürekli toplumun içerisinde olmasını; sağlıklı, topluma katkı sunan bireyler olmasını sağlamamız gerekiyor. Bunu yaptığımız ölçüde kendimizi başarılı göreceğiz. Hilal kardeşimizi de çok başarılı bir iş insanı olarak görmek beni çok mutlu etti. Bu örneklerini artırmamız gerekiyor. Hilal’in daha geniş mecralarda sesini duyurması önemli. Çünkü insanlar bir başarı hikayesini gördükleri zaman yeni bir yola daha rahat çıkıyorlar. Onların başarılı hikayelerini artırmamız lazım” şeklinde konuştu. “GENÇLERİN TEK İSTEĞİ KENDİLERİNE GÜVENİLMESİ” Açış konuşmalarının ardından, “Gençleri Geleceğe Hazırlamak” konulu söyleşiye geçildi. Söyleşinin moderatörü Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, ”Bağımsız Yaşam İçin İstihdam” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Cavkaytar, özel gereksinimli gençlerin tek isteğinin, kendilerine güvenilmesi olduğunu dile getirerek, “Gençlerimizin sınırlılıkları var; sosyal katılımda, çevre gürültüsünde hassaslar, iletişim sorunları var ama güçlü yönleri de var. Özel ilgileri, özel yetenekleri var. İşe çok güzel odaklanabiliyorlar. Uzun süreli çalışma yetenekleri var. Her genç aynı mı? Hayır. Ama her gence uygun uygulamaların geliştirilebilmesi için onları keşfetmeye dönük çalışmalarımıza nasıl devam edebileceğimizi tartışmaya devam ediyoruz” dedi. Daha sonra Türkiye Down Sendromu Derneği (TDSD) Genel Sekreteri Fulya Ekmen ile TDSD Program Koordinatörü ve Destekli İstihdam Süpervizörü Psikolog Merve Özman da “TDSD Destekli İstihdam Programı” başlıklı sunum yaptı. DOWN SENDROMLU HİLAL TECRÜBELERİNİ PAYLAŞTI Söyleşinin sonunda, TDSD Söz+1 Özsavunucu Grubu Üyesi down sendromlu Hilal Hamurcuer, eğitim ve iş hayatındaki tecrübelerini paylaştı. İlkokuldan mezun olduktan sonra ahşap boyama, resim, bilgisayar ve takı tasarım kurslarına gittiğini belirten Hamurcuer, iş hayatına ise babasının yanında çalışarak başladığını ifade etti. Daha sonra kendi ürettiği ürünleri sattığını, şu anda da bebek ürünleri satan bir mağazada çalıştığını kaydeden Hamurcuer’in anlattıkları söyleşiyi dinleyenlere duygu dolu anlar yaşattı. Program, soru-cevap bölümüyle sona erdi. |
316 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |