Ünüvar: “Kara Yanvar ortak acımız” Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar, 143 Azerbaycanlının Sovyet ordusu tarafından şehit edildiği “Kara Yanvar”ın, Türkiye ile Azerbaycan’ın ortak acısı olduğunu söyledi. Ünüvar, katliamın 28. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, 20 Ocak 1990 yılında yaşanan zulmün, Türk dünyasının yaşamış olduğu en acı günlerden biri olarak tarihteki yerini aldığını ifade etti. Sovyet tanklarının, Ocak ayının 19’unu 20’sine bağlayan gece Bakü’ye girerek, namlularını bağımsızlık ateşi ile yanan masum insanların üzerine doğrulttuğunu kaydeden Ünüvar, “Bakü’ye saldıran emperyalist güçler ırk, din, mezhep ayrımı yapmadan; çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı demeden vurdular, yaktılar, yıktılar. Topyekûn katliam yaparak Azerbaycan’ı kontrolleri altına almaya çalıştılar. Ama bu olay ile Azerbaycan’ın bağımsızlık yolunda hızla ilerlemesi için gerekli kıvılcımı ateşlediklerinin farkına varamadılar” ifadelerini kullandı. Âşık Bahtiyar Vahapzade’nin o geceyi, “19 Ocak 1990 tarihinde gece saat 12.00’da en modern silahlarla donatılmış ordu Bakü’ye girdi ve çıplak ellerle toprağımızı savunmak isteyen oğullar ve kızlarımızı kana boyadı. 200 yıla yakın bir zamandan beri toprağımızdan emip götürdükleri kızıl petrolle birlikte, kızıl kanımızı da akıttılar. Toprağımızın bütünlüğünü korumak isterken öldürülen çiçeği burnundaki gençler, kız ve gelinlerimizin günahı neydi? Vatan toprağını sevmek, onu korumak dileği ne zamandan beri günah sayılıyor?” ifadeleriyle anlattığını belirten Ünüvar, şunları kaydetti: “Sovyet ordusu özellikle tüm halkın uykuda olduğu soğuk bir geceyi seçmiş ve halkın en zayıf anından faydalanarak, 143 kişiyi acımasızca katletmiştir. Sovyet ordusunun sert müdahalesi Azerbaycan halkında büyük tepkilere sebep olmuştur. Bu sözde ayaklanma bastırma olayı, protesto eden Azerbaycanlıları durdurmaktan öte onları cezalandırmak, bunun yanında artan milliyetçi akımları ve bağımsızlık girişiminde bulunabilecek Sovyetler Birliği’ne bağlı milletlere bir gözdağı niteliğindeydi. Ancak bu taktik geri tepmiş ve Sovyet yönetimi altındaki Azerbaycan'da ve diğer Türk milletlerinde milliyetçilik akımı ve bağımsızlık talebine ivme kazandırarak, Sovyetler Birliği'nin çöküşünü hızlandırmıştır. Bu hadiseden hemen sonra Azerbaycan, 20. yüzyılda ikinci bağımsızlığını kazanarak, her geçen gün ileri gitmiş ve bugün hepimizin gururla bahsettiği bir haline gelmiştir.” Ülkemizin de yer aldığı bu coğrafyanın, acılarla yoğrulmuş çok önemli bir bölge olduğunun altını çizen Ünüvar, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Baktığımızda hem ülkemizin hem de Azerbaycan’ın bayrağında kırmızı rengi görürüz. O kırmızı renk şehitlerimizin kanıdır. Onlar hayatını kaybetmese, onlar canını vermese, bizler bugün refah içerisinde yaşayamazdık. Bizler şehitlerimizin emanet bıraktığı topraklarda gururla yaşıyorsak onların sayesindedir. Onları andıkça yok olmayacağız. 20 Yanvar Hüzün Günü dolayısıyla bu zulmü bir kez daha lanetliyoruz. Batı dünyası, günümüzde olduğu gibi o tarihte de bu insanlık ayıbına kayıtsız kalmıştır. Hatta dönemin Sovyet Cumhuriyeti Başkanı Mihael Gorbaçov’a Nobel Barış Ödülü vererek, adeta bu katliamı ödüllendirmiştir. ‘Tek millet, iki devlet’ olan Türkiye ve Azerbaycan olarak, acılara birlikte üzüldük, yaralarımızı birlikte sardık. Çünkü Kara Yanvar, sadece Azerbaycan’ın değil, Türkiye olarak bizim de yüreğimizi yakan, derinden hissettiğimiz bir kardeş acısıdır. 20 Yanvar Hüzün Günü dolayısıyla bütün Azerbaycan halkına ve Türk milletine tekrar baş sağlığı diliyor; bu katliamda hayatlarını kaybeden kardeşlerimize bir kez daha yüce Allah’tan rahmet diliyorum.” |
824 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |