• https://www.facebook.com/necdetunuvar
  • https://www.twitter.com/@necdetunuvar
  • https://www.instagram.com/necdetunuvar
  • https://www.youtube.com/channel/UCjxIt73RTZjCQlvxODKl-mQ
İbni-Sina‘yı daha iyi tanıyalım, daha iyi tanıtalım..

 

İbni-Sina‘yı daha iyi tanıyalım, daha iyi tanıtalım..
İbn- Sina Türk ve İslam Dünyasının en önemli Bilim Adamlarından birisidir.

Batılılar İbn-i Sina’yı Avicenna olarak bilir. Avicenna, miladi takvime göre 980 yılında doğmuş ve miladi 1037 yılında vefat etmişti. Yaşadığı dönemde tüm dünyayı etkisine almış ve yıllarca Avrupa’da eserleri ders olarak okutulan ünlü bir filozof aynı zamanda tıp bilginidir.  Avrupa ve batı ülkeleri Avicenna olarak anılıp kitaplarını okullarda ders olarak  müfredatlarına alsalar da  bizler  İbn-i Sina adı ile dünya için önemli bir Müslüman Türk bilim adamı olarak biliriz.

Türk Dünyası için önemli ilk 100 bilim adamı listesinin başında yer alır.

“Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır.” Sözü kitaplara verdiği önemin bir kanıtıdır. Hayatını kitaplar içerisinde geçirmiştir.
Tıp ve felsefe konularında 200 adet eseri vardır.Batılı ülkeler , Orta çağda modern bilimin kurucusu, büyük üstat ve hekimlerin piri Hükümdarı olarak tanırlar. 17 asır’a kadar özellikle “Tıbbın Kanunu” (El-Kanun Fi’t-Tıb) eseri tüm batılı üniversitelerde tıp alanında temel eser olarak okutulmuştur. Bu eser Paris Tıp Fakültesi kütüphanesinde 9 ana kitabın en başında yer almaktadır.
Orta Çağ İslam Felsefesinin en yüksek parlayan yıldızı olan İbni-Sina, hem başarılı bir tıp bilim adamı hem de  arkasında gelecek nesillere deneyimlerini aktaracak kütüphaneler dolusu eser bırakan bir filozoftur. Tıp araştırmalarının yanı sıra tıpta deontolojinin önemini vurgulayan ilk bilim adamıdır. 
Eserlerinde geçen “Her hastalığı yapan bir kurttur. Yazık ki onu görecek elimizde âlet yoktur.”  (Mikroskop) sözü bulaşıcı hastalıklara gözle görülmeyen yaratıkların sebep olduğunu belirtmesi mikroskobun olmadığı çağda ilginç bir nottur.

“Çok gerekli olmadıkça ilaç kullanma!”

“ Bütün hastalıklar esasen yenilen ve içilen şeylerden ileri gelmektedir.”

Eserlerinde dikkat çeken konulardır.
 
Yeni nesil gençlerimiz, çocuklarımız  İbn-i Sina’yı  belki sadece hastane adları olarak bilse de bize düşen görev onun bizlere bıraktığı eserlere sahip çıkıp gençlerimize ve çocuklarımıza onu tanıtmak olmalıdır. Müslüman ve Türk Filozof olması sebebiylede bizler, Batılı ülkelerden daha iyi İbn-i Sina’yı tanımalı ve anlamalıyız. Ankara Üniversitesi bünyesinde kurulan hastane adının İbn-i Sina olarak verilmesi özellikle Avrupa’da bir çok tıp dershanesi ve  hastanenin adının Avicenna olması gelecek nesillere mutlaka vurgulanmalıdır.Tıp alanında geçmişte olduğu gibi gelecekte de referans olmuş bilim adamımıza nesiller değişse bile sahip çıkmalı ve tanıtmalıyız. Başlangıçta bazı çevrelerce tepkiyle karşılansa da günümüzde Türkiye’nin en büyük Üniversite Hastanelerinden birisine İbn-i Sina isminin verilmesi son derece önemlidir.

Her yıl Ağustos ayının 3 haftası çeşitli etkinliklerle İbn-i Sina haftası olarak kutlanır. Bu haftada düzenlenen etkinliklerle gelecek nesillere de ünlü ve bir o kadar da önemli bilim adamımıza sahip çıkılması hedeflenmektedir. Bu haftayı fırsat bilelim ve çocuklarımıza, gençlerimize İbn-i Sina’yı mutlaka tanıtalım.


Prof.Dr.Necdet ÜNÜVAR
                                Adana Milletvekili
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı
  
57464 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın